Bu Blogda Ara

Jakolarda Beslenme (3. Bölüm)


PAPAĞAN YAVRULARININ BESLENMESİ
Papağanların parlak tüylerinden yayılan uzun dalga boyundaki mor ötesi ışınlar, karşı eşeyin üreme aktivitesini hipofizi uyararak harekete geçirir ve doğal seçimde de etkilidir. Doğada papağanların çoğalması son derece yavaş olmaktadır. Örneğin 100 çift papağandan sadece 10 ile 20’ sinden yumurta elde edilmektedir. Bu yumurtalardan da çıkacak yavrulardan da sadece 6 ile 14’ ü yetişkin yaşa gelecek kadar yaşayabilmektedir (Anonim, 1995).
Örneğin gri papağanların (Psittacus entthacus) kuluçka süreleri 4 haftadır. Macavs' ların cinsiyet ayırımı zordur. Ancak bacak içinden yapılacak Laparascape tetkikleri ile cinsiyet organları görülebilir (Gülpınar, 1994; Alderton, 1992).
Dişi ve erkek kuluçkaya yatarak yavrularını beslerler. Yavrular bir haftalıktan itibaren canlı ağırlıkları artmaya ikinci haftadan itibaren gözleri açılmaya üçüncü haftadan itibaren ise tüyleri çıkmaya başlar. Yavrular en az 2 haftaya kadar ebeveynlerin yanında tutulmalıdır. Bu dönemde yavruların henüz sindirim sistemi gelişmediği için ebeveynlerinden aldıkları gıdalara karışmış yararlı bakteriler bağırsaktaki fauna ve floranın gelişmesine yardımcı olur. Ayrıca yavrular henüz tüylenmedikleri için ısınmak için ebeveynlerin vücut sıcaklığına ihtiyaç duyarlar. Avrupa da papağan yavrularının beslenmesinde bebek maması kullanılmaktadır .
Bu mamanın içerisine yulaf unu ve vitaminli bebe bisküvisi ilave edilebilir. Mama yavrulara şırınga yardımıyla verilebilir. Yavruların midesi ufak olduğu için yemleme zamanı gün boyunca belirli aralıklarla ve az miktarda yapılmalıdır. Yavrulara mama verilmeden önce kursağın boş olmasından emin olmak gerekir. Mama ılık suda iyice eritilmelidir. Yeni yavrular için bebek maması krem kıvamında olmalı yavrular büyüdükçe mamanın sertlik derecesi artırılmalıdır. Gelişme döneminde yavrulara sütlü mısır da verilmektedir (Barbara, 1995).
Genç ve yavru olan papağanların protein gereksinimleri yetişkin papağanlara kıyasla daha fazladır. Özellikle yavru kuşlara un kurtları ve yumurta sarısı verilerek ihtiyaç karşılanmaya çalışılır. Papağan yavrularına verilen yumurtanın en az 15 dk kaynaması gerekir. Böylece yumurta akında bulunan ve kolinin antogonisti olan avidin de denatüre olur. Ayrıca un kurtları da yavrular büyüyünceye kadar canlı olarak verilmelidir ki saldırganlık dürtüleri tatmin olsun. Çünkü saldırganlık doğada eşeysel etkinliklerle paralel olduğundan üreme etkinliğindeki hayvanlar avlanma dürtüleri tatmin edilmez ise hırçınlaşır ve kendi yavrularına saldırabilir ya da daha yumurtalar çıkmadan yumurtalarını kırabilirler. Bu durum papağanlar da dahil olmak üzere yabanil dürtülerini koruyan tüm kuşlarda geçerlidir.

Yukarıdaki videoda 6 aylık bir kongonun şırıngayla beslenmesi görülmektedir.

YETİŞKİN PAPAĞANLARIN BESLENMESİ
Papağanlar yaşantılarının önemli bir kısmını yiyecek aramakla geçirirler, doğa onlara gerekli olan tüm zenginliği gözler önüne sermiştir. Papağanlar, tropikal ormanlarda yedikleri meyve ve tohumlar vitamin yönünden çok besleyici olup aynı zamanda zararlı glikozit içerebilmektedir. Bu ise papağanların midelerindeki çeşitli rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Papağanlar yemekten sonra mide ağrılarını gidermek için, toplu olarak uçarak kil diye bilinen bir çeşit toprak yemektedirler. Bu kil ise midede ve genelde kanda bulunan toksik maddelerin dışarıya atılmasını sağlamaktadır (Anonim, 1995).
Papağanları diğer evcil hayvanlarla kıyasladığımızda yüksek metobolik aktivite, sindirim olaylarındaki farklılıklar ve dış çevreye karşı gösterdikleri ani tepkilerin yanı sıra besin madde yetersizliklerine karşı da çok fazla duyarlıdırlar. Papağanların metabolizması son derece hızlı olduğundan yüksek düzeyde enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bu enerjinin büyük çoğunluğu uçma esnasında hareket enerjisi olarak ve vücut sıcaklığının korunması gibi yaşamsal unsurlar için kullanılır. Özellikle hareket yeteneği oldukça yüksek olan lorilerin enerji ihtiyaçları diğer papağanlara göre daha fazladır. Bu kuşlar ihtiyaçları olan enerjinin büyük çoğunluğunu bitki özlerinden sağlamaktadır. Genellikle papağan rasyonlarında bulunan tohumlar nişasta yönünden zengindir. Çizelge 1’de Papağanlara yedirilen tohumların besin madde içerikleri verilmiştir. Ufak papağanlar (sevgi ve muhabbet kuşları) darı ve aspur gibi küçük daneli tohumlarla beslenirken orta ve iri boydaki papağanlar ise ayçiçeği (Beyaz kabuklusu) yerfıstığı ve mısır gibi tahıl danelerini tercih ederler (Lanterman, 1986).

Çizelge 1. Papağanlara yedirilen Tohumların Besin İçerikleri, % Tohum Ham Ham Yağ Karbonhi. Protein Ham kül
Beyaz Darı 4 60 11 3
Sarı Darı 4 63 11 3
Aspur 6 55 14 2
Kabuksuz Ayç. 41 20 24 3
Kabuklu Ayç. 26 21 16 29
Çam fıstığı 47 12 31 3
Yer fıstığı 47 19 26 2
Kenevir 32 18 19 2
Haşhaş 40 12 17 6
Nijer 32 15 17 7
Kolza 40 10 19 4
Keten tohumu 34 24 21 6
Yulaf 5 56 11 2
Buğday 2 70 11 2
(Lantermann,1986)

Papağanlara verilen tohumların (dane yemlerin) besin madde içerikleri ve kullanılma düzeyleri üzerine etkileri aşağıda özetlenmiştir: Darıların en tanınmışı cin darı ve süpürge darısıdır. Darılar ham protein lisin ve metionin amino asitleri bakımından yetersizdir. Darıların ham yağ içeriği kuru maddede yaklaşık % 4 dolayındadır. Darılar mineral madde içerikleri bakımından diğer danelere benzerlik gösterir. Karotin ve vitamin D içerikleri ise çok düşüktür. Kavuzdan ayrılan formları fazla tanen içerdiğinden ham proteinin sindirilme derecesi düşer ve kuşlara fazla verildiğinde kabız yapıcı etkiye sahiptir (Karabulut, 1985). Daneleri renkli olanlar acı lezzette olduklarından kuşlar tarafından daha az istekle tüketilmektedir. Özellikle ak darı muhabbet kuşları için çok uygundur.
Yulaf (Avena sativa); içi sarı kabuğu beyaz uzun biçimli iri bir tahıldır. Kavuz tüm danenin yaklaşık % 20-30 'unu oluşturur. Yulafın protein içeriği % 16' ya kadar çıkabildiği halde proteinin biyolojik değerliliği bakımından diğer tahıl daneleri ile uyum gösterir ve % 6.5 yağ oranı ile yulaf tahıl daneleri arasında ham yağ oranı en yüksek olanlardan birisidir. Yulaf Ca, Cu ve Co bakımından yetersizdir. Buna karşın P, Fe ve Mn'ca zengindir. Ayrıca kavuzu fazla miktarda Si içerir. Dane ve yağında çok az miktarda A ve D vitaminleri bulunur. Yulaf vitamin E bakımından zengin bir yem olarak kabul edilir (Karabulut, 1985). Tüy atım devresinde papağanlar için önem taşır. Eğer fazla verilirse kuşları erken tüy dökümüne sokar. Yazın kuşlar üzerinde serinletici bir etkisi vardır. Ayrıca yavru kuşlar için ideal bir besindir.
Keten tohumu (linum usitatissimun); kahverengi sert kabuklu uzun biçimli yağlı bir tohumdur. Çok eski zamanlardan beri lif ve yağ bitkisi olarak yetiştirilir. Protein düzeyi oldukça yüksektir. Ham proteinin % 5' ini protein olmayan azotlu bileşikler oluşturur. Saf protein ise yarı yarıya albumin ve globulinlerden oluşur. Amino asitlerden lisin ve methionin bakımından yetersizdir. Makro elementler keten tohumunda orta düzeyde bulunur. Genellikle kafes kuşları içerisinde keten tohumunu tüketimi düşük düzeydedir. Yaz aylarında, keten fazla verildiğinde kuşun aşırı şişmanlamasına ya da erken eşe gelmesine neden olmaktadır (Matthew, 1984).
Kenevir tohumu (Cannabis sativa); gri- yeşil renkte iri ve yuvarlak biçimdedir. Olgunlaşmamış kenevir tohumu yeşil renkte olup gelişme döneminin sonuna doğru rengi beyazlaşır. Kenevir tohumu yaklaşık olarak % 12.3 su, %30 yağ, % 16.2 karbonhidrat, %12.2 protein ve % 4.5 mineral madde içeriğinden oluşmaktadır. Kenevir dış kabuğunun sert bir yapıda olmasına rağmen küçük papağanlar tarafından rahatlıkla değerlendirebilmektedir. Aşırı miktarda verilen kenevir tohumu kuşların barsaklarını tembelleştirip ileri düzeyde kabızlığa neden olmaktadır. Kuş ölümlerin çoğu bilinçsiz şekilde verilen kenevir tohumu yüzünden kaynaklanmaktadır. Yeşil renkte henüz olgunlaşmamış kenevir tohumların sindirilme derecesi beyaz renkli tohumlardan daha yüksektir (Matthew, 1984).
Ay çekirdeği (Helianhus annus) proteini, globulinler ve edestinden oluşmaktadır. Çok az miktarda amid maddeleri içerir. Amino asitlerden lisin yetersiz düzeydedir. Ham sellüloz düzeyi kabuk oranına göre değişiklik göstermektedir. Mineral maddelerce zengin olup Ca/P oranı ¼’tür. Ayrıca kabuğunda diğer tohumlardan fazlaca Si içerir (Karabulut, 1985). Büyük çins papağanların ana yiyeceği ay çekirdeğidir. Özellikle beyaz cinsleri çizgili olanlara göre daha az yağ ve daha fazla protein içerir (Matthew, 1984).

Mısır (Zea mays); yağ içeriği bakımından buğdaygiller arasında ikinci sırayı alır. Mısır proteini zein bakımından önemli amino asitlerden triptofan ve lisin bakımından yetersiz olduğı için biyolojik değeri düşüktür. P büyük ölçüde fitin tuzu formundadır. Sarı mısır karotin içerir. Vitamin D mısırda yok denecek düzeydedir. Mısır vitamin E bakımından oldukça uygun içeriğe sahiptir. Mısır karbonhidrat içeriği çok yüksek olduğundan papağanlara fazla verilmemelidir. Mısır danesi iri papağanlara kabaca kırılarak % 10 düzeyinde verilmesi uygun görülmektedir. Mısırın papağanlara fazla verilmesi halinde şişmanlamaya ve döl veriminde gerilemelere neden olduğu bildirilmektedir.
Aspur (Phalaris canariensis), sert kabuklu açık sarı renkte, bileşiminde % 14 protein, %50 karbonhidrat, % 5 yağ ve % 2 mineral madde içeriğinden oluşmaktadır. Yapısı itibariyle daha çok ufak papağanlar için uygun bir yemdir.

Çizelge 2. Papağan rasyonlarında bulunan tohumlar

İri papağanlar için tohum karışımı %
Aspur 25-35
Soyulmuş yulaf 10-15
Japon darı 15-20
Ayçekirdek 40-20
Kırık mısır 10-10
Muhabbed, sevgi kuşları için tohum karışımı %
Japon, ak, kırmızı ya da beyaz darı 70-60
Aspur 20-25
Soyulmuş yulaf 10-15 (Matthew, 1984)

Muhabbet kuşunun ana besin maddesini darı oluşturur. Muhabbet kuşlarının rasyonlarına sırasıyla; akdarı % 25, sarı darı % 10, kırmızı darı % 10, aspur % 30, yulaf % 15, keten tohumu % 5 ve nijer tohumu % 5 düzeyinde verilebilmektedir (Matthew, 1984). Kafeslerde yaşayan papağanların hareket alanları kısıtlıdır. Çünkü vücutlarında biriken enerjinin fazlası metabolizmalarında yağa dönüşeceği için ebeveynlerde şişmanlama meydana gelecektir. Gereğinden fazla canlı ağırlığa sahip kuşlarda çeşitli sağlık ve üreme sorunları ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu durumda papağanlara ıslatılmış tohum, az miktarda şeker mısırı, rendelenmiş havuç ve küp şeklinde kesilmiş elma verilip yüksek kalorili yiyeceklerin (çam fıstığı ve ay çekirdeğinin) yem karışımındaki oranının azaltılması gerekmektedir. Ay çekirdeğinin yem karışımındaki oranın % 50’ den fazlası, aynı şekilde zararlı olmaktadır. Papağanlara verilen yağlı yer fıstıkları kesinlikle zararlı olup, aynı zamanda ‘’Aspergilose flavus’’ içerme ihtimali yüksektir. Yer fıstığı yerine yağsız veya az yağlı fındık ya da fıstık verilmesi daha uygundur. Papağan rasyonların da protein miktarından çok, proteinin içerdiği eksogen amino asitlerin varlığı önem taşımaktadır. Genellikle içinde yeterli miktarda mısır ve haşlanmış soya fasülyesi bulunan yemler, çeşitli amino asitler yönünden zengin olduğu halde methionin bakımından yetersizdir.

Papağanların çeşitli metabolik faaliyetlerinin ve vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi, tüylerinin parlak ve iyi görünümünde olmaları, hastalıklardan korunmaları için yemlere vitamin ve renk maddeleri ilave edilmeleri gerekmektedir. Kara hindiba, eşek dikeni, sinir otu tohumu, salatalık, ıspanak, seçedili yaprağı, kıvırcık salata, tere, karahindiba, ıspanak, pazı, semizotu, elma ve brokoli kuşun zevkle yiyeceği sebze ve meyvelerdir. Elma, diğer meyveler gibi su içeriği bakımından zengin ve sindirimi kolay bir meyvedir. Portakal gibi turunçgillerden olan meyvalar, özellikle vitamin C içermeleri açısından kuşlar için ideal gözükebilir, fakat nisbeten asitlidir. Portakal papağanlar arasında nispeten popülerdir. Ispanak vitamin A ve B, Fe ve Ca’ ca zengindir. Yonca; protein, mineral maddeler ve vitaminlerce zengin olmakla beraber lezzetli oluşundan dolayı papağanlar tarafından istekle tüketilmektedir. Yabani formdaki sinir otu tohumu bahçelerden, tarlalardan toplanırken zirai mücadele ilaçları ve eksoz dumanlarına maruz kalmış olabilir. Papağanlara vermeden önce meyve, sebze ve yabani bitkiler soğuk suda iyice yıkanmalı ve kurulanmalıdır. Lahana troid hastalığı yapabileceğinden kuşlara verilmemelidir (Alderton, 1992).
Havuç vitamin A yönünden zengindir. Mısırda papağanlar arasında sevilerek tüketilir. Vitamin A ve vitamin D içeren balık yağı mamaya karıştırıldığı gibi içme suyuna da katılabilir. Çimlendirilmiş tohumlar yüksek düzeyde vitamin içerdiğinden rasyonun dengelenmesinde önemli bir göreve sahiptir. Tohumlar soğuk suda ıslatılıp 2 yada 3 gün içerisinde çimlenmeye bırakılır. Bu arada unutulmaması gereken nokta papağan severin yeni aldığı kuşun alıştığı tohum karışımını satıcıdan öğrenmesi gerekir. Çünkü gerek dane yemler de gerekse meyve ve sebzelerdeki ani değişiklikler bu kuşlarda ani sindirim rahatsızlıklarına ileri düzeylerde ise ölümlere yol açmaktadır.
Tüketilen yemlerin taşlıkta daha iyi sindirilmesi için yemlere grit karıştırılmaktadır. Ayrıca grit gıdaların bir araya gelerek kümeleşmesini önlerler. Aynı zamanda vücudun Ca ihtiyacını da karşılayabilmektedir. Ancak bitki özüyle beslenen lorilerin dilleri pürüzlüdür. Bu kuşlara grit vermek son derece sakıncalıdır (Lanterman, 1986; Alderton, 1992). Deniz kumunun aşırı tuzlu olması, kuşları sürekli susatması ve barsak bozukluklarına yol açması nedeniyle kuşlara verilmesi sakıncalıdır (Matthew, 1984). Mürekkep balığı kemiği, deniz yumuşaklarından elde edilir ve iyi bir kalsiyum kaynağıdır. Papağanlar mürekkep balığı kemiğine sık sık sürtündüğünden gaganın aşırı düzeyde büyümesini engeller.
Su, canlıların işlevlerini sürdürdükleri ve gelişmelerini sağladıkları ortamın temel yapıtaşıdır. Vücut sıcaklığının sabit tutulması, besin maddelerinin sindirilip emilmesi ve kullanılacakları hücre ve dokulara taşınması, sindirim artıklarının ve metabolik artıkların vücuttan uzaklaştırılması su sayesinde olmaktadır. Genel bir kural olarak, hayvanların içme sularının insanların içme suyu olarak kullandıkları suyun niteliklerini taşıması gerekir (Özkan ve Bulgurlu, 1988). Bütün canlı yaratıklar gibi su, kuşlar için de yaşamsal öneme sahiptir. Kafes kuşları susuz bir ortamda birkaç saatten fazla yaşayamazlar. Muhabbet kuşları tohum ve yeşil yemlerden yeteri kadar su elde edebildikleri için diğer kuşlara göre susuzluğa nispeten dayanıklıdır. Papağanların içme suları temiz, renksiz ve kokusuz olmalı, yazın serin, kışın ise aşırı soğuk olmamalıdır (Matthew, 1984). Avustralya pareketleri gibi daha az yıkıcı ve küçük türler için plastik su kapları kullanabilir; fakat Afrika grisi, kakadular ve aralar gibi daha kuvvetli gagalılar için metal su kapları olmalıdır (Alderton, 1992).

SONUÇ
Yaşamak, doğadaki diğer canlılar gibi kuşlarında en doğal hakkıdır ve buna saygı duyulması gerekmektedir. Yaşadıkları doğal ortamdan alınarak kafeslerle çevrili küçük bir ortama konulan bu kuşların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli koşulların sağlanması kuş severlerin gerekli bilgi ve tecrübesine bağlıdır.

Aşağıda yavru bir timneh papağanının enjektörle nasıl beslendiği ile ilgili bir video kaydı bulunmaktadır:




 

KAYNAKLAR
ALDERTON, D. 1992. You and Your Pet Bird. Dorling Kindersley, Limited, London 148-149.

ANONIM, 1995. Peru Papağanı, Uçan Gökkuşağı 24-26.

AMADON, D. and GILLIARD, T. E., 1996. The Animal Kingdom. USA. 303-428.

BARBARA, B., 1995. Hand - Rearing African Greys. Just Parrots Series. p. 37.

GÜLPINAR, M.C., 1994. Tropik Cennetin Elçileri Macavs'lar. Pet Magazin Hayvanseverler Dergisi Sayı 6. 44-45.

ÖZKAN, K. Ve BULGURLU, Ş., 1988. Kümes Hayvanların Beslenmesi. E.Ü.Zir. Fak. Ders Notları No; 264. İzmir 52-56.

KARABULUT, A., 1995. Yemler Bilgisi ve Yem Teknolojisi. U.Ü. Zir. Fak. Ders Notları, No: 67. Bursa 164-170.

LANTERMAN, 1986. The new Parrot Hand Book. Barron Educational Series. Inc Newyork p. 144.

MATTHEW, M. V., 1984. Pet Birds. Puplished by simon schuster inc. p. 319.




ve

www.forum47.net sitesinden alıntı yapılmıştır.

6 yorum:

  1. meftun bey merhaba...
    aksam yesil fasulye yemisti papaganım.. bu gun ise 2 kere yesilimsi kustu arada da kusma reaksyonu veriyor ... sizce ne yapmalıyım .. papaganlarla ilgilenen bir veteriner bulamadım

    YanıtlaSil
  2. Mert Bey kusma ne kadar zamandır devam ediyor?Şu an için yeme içmesi nasıl? Kafes içinde hareketlimi yoksa öncekilere göre dahamı durgun?

    YanıtlaSil
  3. merhabalar.. bikaç gün içinde bir bebek jako alıyorum bütün beslenme bölümlerini okudum sadece merak ettğim; kedi köpek mamalarındaki "proplan" veya "royal canin" gibi gönül rahatlığıyla kullanabileceğimiz papağan yem markası var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurtuluş Bey ,
      Bloğumda hiç bir marka ürün hakkında yorum yapmıyor , hiçbir ürüne yönlendirme yapmıyorum. İlk başlarda hangi markayı tercih ederseniz edin , sonraları doğal beslenmeye alıştırın Jakonuzu. Yani onu sebze ve meyva ile besleyin. En doğru beslenme türü doğal beslenmedir.

      Sil
  4. meftun bey ay günü geride bıraktık çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler ve bize zaman ayırdığıınız için yakup artık kendini sevdiriyor kafasını kaşıtrıyor sadece sabahları çok neşeli defa ıslık çalyor ve sadece 1 kere yakup diyor onun dışında gün boyu sakin dışarı cıkmak istediğinde kafeste dolaşıyor o zaman cıkarıyorum sebze meyve konusunda 0 o kadar abartılı yiyoruz yanında sadece tandına bakyor sonra attıyor sadece cekirdek yiyor üzülüyorum yer fıstığını veriyoruz kabuğunu ufaltyor öğütüyor içini attıyor günde sadece 3 defa ödül amaçlı acaba yaşlı olduğundanmı heketsiz 2,5 yaş cıvarında dediler kendisyle konuştuğum zaman kuyruk salıyor aslan gibi kabarıyor mutluğnu gösteriyor ama ses yok sadece sabahları 1 defa zamanla değişirmi?

    YanıtlaSil
  5. Özlem Hanım ;
    Tek kelime konuşan bir Jako 1000 kelimeye kadar öğrenir , konuşur. Bundan sonraki alışma ve gelişme süreci daha hızlı ilerleyecektir. Siz sadece aynı şekilde ilgi ve sevgiye devam edin...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.